Alevisiz Alevi açılımı

12.11.2014 Habertürk

Son günlerde değişik vesileyle Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelen bazı meslektaşlarımız, hükümetin Alevi açılımını yeniden gündeme getireceği müjdesi verip son derece ümitvar yazılar kaleme alıyorlar. Kuşkusuz bu yazıların bir zemini var: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu son günlerde Alevilere yönelik bazı adımlar atıyor, sözler söylüyor ve beklentiler yaratıyorlar. Peki bütün bunlardan bir şey çıkar mı? Türkiye Alevi sorununu bu sefer sahiden çözebilir mi?
Keşke. Ama çok umutlu değilim. Ancak karamsarlık aşılamaya gerek yok. Çünkü Türkiye’nin ne yapıp edip bir an önce Alevilik sorununu çözmesi lazım. Bu nedenle çözüme katkıda bulunabilmek amacıyla bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum:

BIRAKALIM ALEVİLER ARALARINDA TARTIŞSINLAR
 
·  Alevilerin Aleviliğin ne olduğu konusunda anlaşamamaları kendi iç işleridir, dışardan bu tartışmalara müdahil olmak, yorumlardan bazılarını “muteber”, diğerlerini “yanlış”, hatta “zararlı” olarak nitelemeye kalkmaktan vazgeçmeli.
·  Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süredir “Alisiz Alevilik” diye bir yaklaşımı hedef tahtasına koyuyor ve onun bu yaklaşımı iktidar partisi sözcüleri ve yanlıları tarafından da benimsenmiş durumda. Bazı Alevilerin Aleviliği İslam içinde görmediklerini biliyoruz ama bu sadece kendilerini ilgilendirir. Nitekim Aleviler kendi aralarında bu tür meseleleri yıllardır tartışıyorlar, daha da tartışacağa benziyorlar. Dışardan birilerinin, hele devlet iktidarının bu tartışmaya istedikleri gibi müdâhil olmaya hakları yok. Yine dışardan, Alevilik içindeki farklı yorumların özgül ağırlıklarını tam hesap etmeden veya bilinçli bir şekilde çarpıtarak bu camia hakkında bazı tasvirler yapmaları hiç doğru değil. Hele işin içine yabancıları katarak olayı kriminalize etmeye çalışmaksa çok sakıncalı.   
·  Yani Alevilerin dış güçler, terör örgütleri vb. tarafından kolaylıkla kandırılıp kullanabildikleri yolundaki komplo teorilerine son verilmeli.
·  Aleviliğin ne olduğuna Aleviler karar vermeli. Sünnilerin, hele devleti de arkalarına alarak Alevilere Alevilik öğretmeye kalkmasının hiçbir anlamı ve yararı yok.
·  Alevilik Hz. Ali’yi ve 12 imamları sevmeye indirgenemez.

EŞİK ALEVİLERİN RIZASIDIR
 
·  Aleviler arasındaki rekabet ve iktidar mücadelelerinde devletin ve onun kurumlarının taraf tutması doğru değil. Bu noktada Fethullah Gülen cemaatinin de son cami-cemevi yanyana projesinde olduğu gibi, benzer bir tutum aldığını ve yanlış yaptığını hatırlatalım. 
·  Aleviler arasındaki görüş ayrılıkları artık çözümsüzlüğün bahanesi olmamalı. Bu konuda ilk akla gelen örnek cemevlerinin statüsü. Farklı Alevi grupları farklı görüşler savunuyor diyerek yıllarca cemevlerine hiçbir statü tanınmadı.
·  Alevi sorununun çözümünün eşiği Alevilerin rızasıdır, Sünni çoğunluğun değil. Yani Alevi sorununu çözmeye kalkarken bir Sünni sorunu yaratma riski hiç yok. Zira Alevi sorununun çözümü için Sünnilerin elinden herhangi bir haklarının alınması asla söz konusu değil; belki bazı haksız imtiyazlarından feragat etmeleri gerekir. Tabii bir de Alevilere yönelik önyargılarından vazgeçmeleri şart.
·  Bu nedenle Alevi sorununun esas aktörleri Aleviler olmalıdır. Aksi takdirde, şu günlerde olduğu gibi “Sünnilerin Sünnilere propagandası”nın ötesine geçemeyiz.
Başbakan Davutoğlu Alevi sorunun çözümünde kararlıysa, öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berkin Elvan konusunda bir daha konuşmamasını sağlaması isabetli olur.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
28.04.2024 Akşener’den sonra İYİ Parti: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
23.04.2024 Rıfat Bali ile söyleşi: Musa’nın evlâdı Cumhuriyet’in yurttaşı
22.04.2024 Murat Somer ile söyleşi: CHP mi kazandı, AKP mi kaybetti?
21.04.2024 Erdoğan özeleştiri yapabilir veya yakın çevresinden, “Kral çıplak“ diyecek birileri çıkabilir mi?
19.04.2024 Haftaya Bakış (210): Istakozdan Rolex’e – Beklenen Erdoğan ve Özel görüşmesi
17.04.2024 Murat Ağırel ile söyleşi: Türkiye nasıl kara para aklama cenneti haline geldi?
14.04.2024 Kim Erdoğan ile müttefik olmak ister?
12.04.2024 AK Parti “yok hükmünde”, çünkü…
11.04.2024 Ateş İlyas Başsoy ile söyleşi – 31 Mart değerlendirmesi: Köftecilerin gazabı
10.04.2024 Ali Yaycıoğlu ile söyleşi: Erdoğan yorgunu Türkiye’de açılan kapı ve riskler
28.04.2024 Akşener’den sonra İYİ Parti: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı